Bu söyleşide, Prof. Dr. Bülent Gözkan Kant’ın “Saf Aklın Eleştirisi” eserini ele alıyor. Kant’ın kendinden önceki 2.000 yıllık felsefe tarihinde yarattığı kırılma noktası olarak, aklın merkeze alınmasının etkilerini anlatıyor. Kant bunu yapabilmek için “Saf Aklın Eleştirisi” isimli eserinde, aklın kaynağının ilahi bir yaratıcı mı, yoksa kendinden ortaya çıkan bir olgu mu olduğunu sorguluyor. Kant’tan önceki metafizik bir mevcudiyet metafiziği iken Kant’la beraber artık bir temsiller metafiziğinden söz edilmeye başlandı. Yani, Kant’tan önce “varlık felsefesi” şeklinde, var olup olmama ya da var olanın nasıl var olduğu felsefede merkeze konulurken, Kant’la birlikte, varlık ve var olma kavramları dönüşüme uğrayarak, temsiller üzerinden bir metafizik anlayışı felsefeye kazandırılmış oldu.

Söyleşide çok az da olsa yer yer bazı zor felsefi kavramlara yer veriliyor fakat hızlıca geçilip ana konuya tekrar dönülüyor. Bu yüzden, felsefeye yeni başlayanlara, bu bölümlerde biraz sabır göstermelerini tavsiye ederiz. Felsefenin tam kalbindeki konuların çok net ve saf biçimde ele alındığı bu söyleşi belki bir kaç kez baştan dinlemeye değer nitelikte.